USANDIMŞu yalan dünyanın olmaz işinden Varından, çoğundan, azdan usandım Münbit toprağından, çakıl taşından Yağmuru, rüzgârı, tozdan usandım Hesapsız bozuldu, insan mayası Ayak altı oldu arı, hayası Kime güven duysam şu ki foyası Yarama bastığı tuzdan usandım Ne kimseye kıydım ne garez güttüm Yokluğa düşsem de biri bin ettim Her türden kaprise eyvallah ettim Tükenmek bilmeyen nazdan usandım Şerre düşüp doğru yola gelmeyen Dünya batsa kul hatırı bilmeyen Ağlasam ağlamaz, gülsem gülmeyen İblisten emanet yüzden usandım Yaşamak denirse hemen her demde Ateşler közledim naçar sinemde Kış günü donarken fakir hanemde Hiç güneş görmeyen kuzdan usandım Nefes alan cümle türü içinde Güya hali gören, körü içinde Yönünü kaybetmiş sürü içinde Dilimden anlamaz yozdan usandım Maddenin peşinde örfünü yakan Ucuz iş uğruna gönüller yıkan Endazesi bozuk ağızdan çıkan Çamura bulanmış sözden usandım Kendisini el yerine koymadan Sakil varlığından hicap duymadan Beyanla müsemma hale uymadan Sustada gizlenmiş özden usandım Al! Senin deseler, han otağından Bülbülün sesinden, gülşen bağından Irmağı, yaylası, ova, dağından İnişi, yokuşu, düzden usandım Geceli gündüzlü hem de her öğün Ne bayram coşkulu ne renkli düğün Yalnız bir gün değil yaşanan her gün Zemheri, güz, bahar, yazdan usandım Düşündüm taşındım bilinmez neden İnsanlık temalı dili terk eden Meçhule uzanan yollarda giden Aydınlığa çıkmaz izden usandım 12.02.2022 |
Emeğine yüreğine sağlık
___________________________________Selamlar