Acep Yârim Selamımı Duyar mı?
Şu karşı dağlara sırtım yaslasam,
Aç kalıp otuyla canım beslesem, Avazım çıktıkça yara seslensem Acep yârim avazımı duyar mı. Mecnun gibi düşsem yollara garip. Kimseler olmasa yaramı sarıp Yüreğim gül diye yara koparıp Versem Yârim bu halimi sorar mı. Gezinsem maralın gül toprağında Koklasam kokusun gül yanağında Ünsiyet arasam dal yaprağında Acep yârim perdesini açar mı. İnlesem ney gibi gece ve gündüz Sunsam cemaline nergisle sündüs Dikilsem bağında farz etki bir süs Acep yârim selamımı duyar mı. Bir bende misali yanına varsam Kapı eşiğine yüzümü sürsem Katlime fermanı eline versem Acep yârim kapısından kovar mı. Yârin yüzü olsa boran fırtına Başım alıp gitsem öldü kastına Cümle âlem gelse benim yasıma Acep yârim saçlarını yolar mı. Ağlasa akrabam bacı kardeşim Düşman aramayın yardır kalleşim Anlar herhalukar ne çok sevmişim. Acep yârin dideleri dolar mı. Anlayıp sevdama, oda ağlasa Onunda yüreği aşka dağlansa Gözleri yolumda hayale dalsa Acep yarın gül benizi solar mı? Kavuştursa bizi Yüce Mevla’mız Yari bakiyedir aşk-u sevdamız Bir bahane bu yollarda sedamız Acep yârin o nur yüzü gülermi Atila Yalçınkaya 15 Şubat 2014 Cumartesi |