YILLAR
Solmadan mendilimin gül oyası
Rüzgâr gibi tozup gittniz yıllar. Dökülmeden tenimin doğal boyası Kaportamı çizip gittiniz yıllar. Bir kartal gibi annemi aldınız İçime derin bir acı saldınız Henüz bitmemiş tüylerimi yoldunuz Sır yazımı yazıp gittiniz yıllar. Bakamadan anamın bal yüzüne, Süremeden yüzüm ayak izine Koyamadan başımı gül dizine, Gözyaşımı sezip gittiniz yıllar. Gözümdeki mahmurluğu atmadan Gençliğin lezzetini tatmadan Henüz çil horozlar bile ötmeden Şafak vakti tozup gittiniz yıllar. Neden kırmızı yağar başkentte kar? Her sokağı tutmuş haramiler var Umudum kanıyor tabib çabuk sar! Hayalimi ezip gittiniz yıllar. Battı güneşim,olmadı sabahım Kara gecede duyulur hep âhım Çocuk yaşta neydi benim günâhım? N’çin derimi yüzüp gittiniz yıllar? Yeşil ekini biçer gibi biçip Kar’a damlayan kanımı içip Üzerimden silindir gibi geçip Niçin beni üzüp gittiniz yıllar? Kalbimin kırığını hiç sormadan Yüreğimin yarasını sarmadan Kayaları ve taşları yarmadan Sular gibi sızıp gittiniz yıllar. Bir gün elimi güneşe uzatsam Bir gece sıcacık yatakta yatsam Bir dakikacık mutluluğu tatsam Bana kızıp kızıp gittiniz yıllar. Kara yazı yazıp mezar taşıma Baldıran zehiri katıp aşıma Bırakıp da beni garip başıma Bana yazık edip gittiniz yıllar. Hayatımın ilkbaharı gelmeden Bir defa ağız dolusu gülmeden Henüz Azrail canımı almadan Mezarımı kazıp gittiniz yıllar. |
Yüreğinize, kaleminize sağlık Üstadım
Saygılarımla selamlıyorum