RUHUN SALTANATI
RUHUN SALTANATI
Eziyor geçiyor zaman beni Ah ihtiyarlığım ah beni solmuş yalnızlığım Ölümün karşısında kapana kısılmışlığım Çevresinin mahkumudur insan Yeryüzü alt üst olmuş Gök boşanmış Boşalmış içi insanın Yollar var yürünecek diyorsun Bayraklar var sallanacak Yaşama sevincidir ancak Yaşandı yaşanacak O senin çıplak yanın Nerde sırça sarayın Yıkılmış viran olmuş her yanın Bu benim çıplak yanım Diyorsan kutsal bedenin Yansın ateşlere yansın Diyorsan bu benim yanım Yanım bedenim kutsalım Dur da bak kendine Hoşça bak zatına kim Diyorken Şeyh Galip Ya kimsin sen Sen kimsin Bu beden kimin Ya içindeki mum Şemidir yanar ateşi aşk içre Hoşça bak kendine kim, Zübde-i alemsin sen Bir etle kemik parçasıyken Öncesinde bir kan pıhtısı Kenti kuşatmış heykellerin Aşk yoksa bir ölü tendir oysa Ey Leyla sen Mecnun’unu kaybetmişsen Tanrı senin nerendedir O et parçası ki ruha perdedir Aşk mağarada gizlidir İkinin ikincisi olan Aşk sadakatte gizlidir Şems’le Mevlana arasında olup biten nedir Şiirin en mükemmeli olan mesnevidir insan Yüzünde beliren o en müthiş anlam Kalp ki en güzel yeridir Gel ve selam dur olan bitene Anla ki zamanın kalbi atmakta en derin yerinde Sema yapan dervişlere inat döner dünya Gel sen beni batır aşk denizine Gel sustur şu şeytanı Çadırlar tutuştu tutuştu eski defterler Ben tuttum okşadım zulümleri Sen büyüttün durdun orda yoksulları yetimleri Dünya durdu artık yangın yerine İbrahim ateşlerde gül deren Ben o sarayları özledim durdum Nemrut’a zindan olan sarayları Yok yok düşmanım yok benim kendimden başka Çiğnenip duran evrensel değerlerim Ne saygınlığım kaldı ne sevecenliğim Ben artık kendime olan inancımı yitirdim Aşkla yeniden toparlanan yaşama Sen beni sevdinse bunu bil Aşk benim bengisuyumdur bunu bil Aşk ölümün panzehridir Ahmet KEMAL |