Mecazdır
Mecazdır yaşanır
Kimse ölmez, kimsenin ölmüşlüğüne İçli bir benzetme sanatıdır Önceki yarayı sonraki heyecana bezemek Ve en yoksul mahallesidir; yüreği, Bu kent eskisi insanın, dilsizim Dil sızım... Sensiz kere sensizim Sen bilip söylemez yorgun yanım, Kadınım Çözüp atsam kilidini gitsen mi? Yol işte bildiğin, ince Jilet kadar keskin, bu nakış Bu yanan, bakış İki irice göz Bu yansız, yalansız söz Bölündüm Sayısız kere sayısız Sen, Bin kırık ayna Ve bininde benim yüzüm Hep gibi, hiç gibi, çok gibi ama en çokta Yok gibiyim. Aklım tek saklım bu oyunda Boyuna mı sevmeliyim? Yoksa enine mi? Hayat dediğin kaç adım? Yârim, yarenim, yadım. Saymak bereketini kaçırır özleminin. Senden bahsederken aklımın yan yollarında dolanıyordur O şimdi diyorum Sana yakın, bana uzak o kentte Kostümsüz, tuvaletsiz işte, öyle Anlatamam sevgilim Bu çok uzun bir hikâye Sen Aklımın çukuruna düşmüş bir kadın Ve sorduğum bütün sorulara Cevaptır benim yalnızlığım. Hayır Kuş değil o Leyli Bir ağacın sesi Fener’de bir akşam üstü Herkes yorgun Herkes kendine biraz dargın Unutma Leyli, unutma Her şey geçer/gider Her gidenden biraz kalır Kışıdır bir aşkın en güzel yanı Ama nedendir bilinmez... Her aşığın aklında yalancı bir yaz kalır. ........... Ve mecazdır yaşanır Kimse ölmez kimsenin ölmüşlüğüne! Kadir Ünal #cebimdekanatseslerim |