YORGUN BİR GÜNCE
YORGUN BİR GÜNCE
Koşar adım yürürken eski şehrin yeni kaldırımlarında Yabancı bakışlar taşıyorum yorgun omuzlarımda Şaşkın ve ürkek insanlar görüyorum Uzaklara kaçarken kalabalılardan Koşuyorum… Ağır aksak yürürken sokak aralarında Bir meydana çıkıyor yolum. İnsanlar görüyorum solgun bakışlı, İleri geri dolaşan insanlar Oturan, karşılıklı konuşan… Sular fışkırıyor orta yerinden meydanın Yükseklere çıkıyor aniden Korkuyorum… Meydan bir nebze bildik gelirken Tanıdık bir yüz göremiyorum. Deniz kokusu duyuyorum derinden İçimde hissediyorum ferahlığını Üşüyorum… Boynu bükük yaşlı bir çınar Tepeden bakıp duruyor bir kenarda Etrafına toplanmış çam ağaçları Vakit geçiren genç yaşlı insanlar Gölgesinde duruyor. Ben sıcak gövdesine yaslanıp Isınıyorum… Su sesleri insan seslerine karışıyor. Bir güvercin dolanıyor ayaklarıma Rızkını aramaya çıkmış Hasancık kuşu Dolanıyor deli dömbelek aralarda Ben şaşkın, yorgun ve bitkin Seyrediyorum… Bir simitçi izliyor olan biteni derinden derine Uzatmış elini, bir simit istiyor çocuk. Çocuk arabasına elleriyle sarılmış, Bebeğini gezdiriyor anne. Hızla yanımda geçiyor patenli yeni yetme Rüzgârından dağılıyor bütün dikkatim Umursuz, sorumsuz dolanıp duruyor çevremde Yoruluyorum… Miskin miskin dolaşıyor bir köpek tasmasız Bir çocuk masumca sevmeye çalışıyor. Telaşlı bakışlarla koşuyor annesi Yakalayıp yumuşacık ellerinden Kendince güvenli bir yere alıyor onu. Sarılıp sevgi elleriyle bağrına basıyor. Annenin şefkatine hayran kalıyorum, Bayılıyorum… Koca çınar yapraklarını döküyor birer birer İnsanlar geçiyor üzerinden Yaşlı bir kadın topluyor yerden onları… Martılar gagalarıyla uzatırken başını Kaçışıyor telaşla güvercinler… Ben yorgun bakışlarımla seyrediyorum bunları. Neden sonra kalkıyorum yerimden Yürüyorum sessiz sakin, Koşuyorum… 18.11.2015 |