ZAMAN TÜNELİ VE BEN
Zaman tüneli,
Hayatımın hikayesi: Gözlerimi açtığımda, Dünya büyük ev, Minik ellerim, Göremediğim ayaklarım, Dokunduğum, Ayaklarımda hissettiğim, Anneannemin ellerinden şekillenmiş, Yünden örme patik Hayatın merkezi. Ruhum bedenime göz kırparken, Gözlerimden ayaklarıma geçen hayat, Hayata dair en önemli heyecandı. Bir de koşmak var. Ahh koşmak, Nelere kadirdin sen! Rüzgarla yarışmak, Hatta çoşmak unutulmaz! Anılarım ve hikayelerim; Zaman tünelindeki sevincim.... Geçmişle gelecek arası gidip geliyorum, Bir yanda ektiğim tohumlar, Diğer yanda koca koca çınarlar... Ne çok çelişki var hayatın içinde. Çamurdan yaptığım evler zaman tünelinin başında dururken, Yeni dünyadaki gökdelenler öyle soğuk! Gözlerimde büyüttüğüm dünya korumuyor beni. Dünya, gözlerimden küçükmüş meğer. Lakin yedi yaşındaki gözlerim kadar masum değilmiş hiçbir şey. Dünyalara sığamadık hiç bir şeyi . Bir de; Elmastan evler yapıyorlar gökdelenler içine. Gökdelenler içinde evlerin ne işi var? Son günlerde galaksi değiştirmek hayalleri süslüyor. Yetmez miydi dünya herkese ? Midelerimiz küçük iken, Neden gözlerimiz doyumsuz? Yeni dünyayı yaşıyorken ben, Zaman tünelimin başına özlem duyuyorum Hani bir ev yapmıştım ya! Tam yedi yaşında, İşte oraya... Akranlarımın aksine büyümedim, Büyümek de istemiyorum. Köyümdeki eski evimde, Tahta penceresinden; Hani şu mavi renkli camdan; Dokunuyorum yağmurun altında, Dedemin büyütmüş olduğu, İhtiyarlamış elma ağacındaki kırmızıya.... |
Saygı ve selamlar.