BİR ÇİFT MAHÇUP KARA GÖZ
BİR ÇİFT MAHÇUP KARA GÖZ
Hicap vardı yüzünde, saflık arı demekti Dostluğun mânası karşılıksız vermekti Sevgi üç kuruş değil bir ömürlük emekti Beklemeye değerdi bir çift mahçup kara göz... Namahreme kirpiği inerdi perde perde Kızarıp yanakları düçar olurdu derde Tanyeriyle beraber uyanırken seherde Güneş olup doğardı bir çift mahçup kara göz Vatandı gönül evi destursuz girilmeyen Hûri ordusu vardı bakınca görülmeyen Sanki ulaşılmazdı kolay erişilmeyen Bir ömüre sığardı bir çift mahçup kara göz Papatya işlemişti mendilinin ucuna Belli ki bu ayrılık gidiyordu gücüne Sadakatle doldurup al mendilin içine Sevdasını yığardı bir çift mahçup kara göz Elindeki mendile hasret ile bakarken Yayla çiçeği gibi dağ nanesi kokarken Mendilini usulca gül koynuna sokarken Gözlerini eğerdi bir çift mahçup kara göz Hüzün bağdaş kurunca içine duman duman Düşerdi yüreğine tarifi yok bir güman Azıcık kederlense hıçkırırdı asuman Bulutları sağardı bir çift mahçup kara göz Sınırları aşılmaz fethedilmez kaleydi Sadık bir bülbül gibi tüm sevdası güleydi Bir gülün aşkı için çektiği hep çileydi Yağmur gibi yağardı bir çift mahçup kara göz Nurgül KAYNAR YÜCE / K. MARAŞ.. Resim: Bekir Üstün |