ARİF VE ASYAArif ne diyorsun? bana yine kulaklarım ağır işitiyor biliyorsun doğru düşünmekmidir önemli olan Asya: ben neyi düşünemedim gene söyler misin? Arif; Ayakkabıları içeri al kirletiyor kapının önünü Asya: herkes dışarı koyuyor neden dert ediyorsun bu gereksiz şeyleri Arif; perdeleri aç be kadın akşam olmadan kapandı perdeler Asya: sana gerçekten şaşırıyorum görmeden nasıl biliyorsun bunları Arif; ben karanlığın içinde sesleri görüyorum , kalbimin ritmini dinledikçe düşünüyorum Asya: Ben sağır sen körsün iki yarım ada gibiyiz sen benim kulağım ben senin gözlerin -"hayat da böyle işte görmesini bilen değil bakmasını bilen düşünüyor işte" Arif ; kuşlar geldi cama vuruyorlar, Asya , yemlerini getir Asya; yemek saatine daha çok var , bugün ne pişirsem bilmiyorum be adam /// yanına yaklaşıp tekrar söyler hiç sinirlenme den bastonu üç kere vurur yere / Asya yemleri getirip güvercinlere atar . / "Düşünmek ön yargısız sevebilmektir ," / Arif koltuğundan kalkar kapıyı açar Asya : kim geldi Arif: Bir buket gül koymuşlar kapıya üzerinde bir not düşmüşler not : Mutluluk hikayesini yalnızca mutlu edenler yazabilirler Mutluluk ne paradır nede mülk sevmeyi bilmiyorsan herşey karadır herşey çürük Ayşe caniberk Gümüş kalpler |
Gönlünüze sağlık.
Kutlarım gönül sesinizi.
Esenlik dilerim.