Ağaç Kütüğüson bakışımdı sakka kaşına aynı ağaç kütüğüydü sıradan savan son elmaydı dalından kopardığım rüzgar olanca hızıyla salıyordu dalları anlatırdım anneme mavimtrak çivitleri nasıl topladığımı o sarp bayırdan koşarak indiğimi bir gün düşeceksin o bayırdan der çivitlere sevinirdi bilmezdiki çekip gideceğimi besbelli. geçen günlerinizin arkasından bakarak aydınlık günlerden geçip geldiğim o dökülen yapraklarla eylül sonu bilmezdim alaycı alakargaların bana güldüğünü tepeler ve tarlalardan aşarak bırakıp gelmişim çocukluğumu. Bilseydim böyle olacağını bu işin döner giderdim hiç düşünmeden büyük düşleri tercih etmezdim reyhan kokularına keşke sorsaydım çelişkimi çobanlara keşke ateşin közünde ekmek ısıtsaydım İnsanla dolup taşan bir kenti anlasaydım. nasıl taşıyorsam o anları ta derinde şimdi acı veriyor o ayrılıklar değilmi ki yenik düştüm hayellerime kökü geçmişe dayanan tüm pişmanlıklar sana anlatıyor şimdi sessizce... |