Düş sağanakları belirsiz mevsimin içre dönük rüyası ve alt katında ömür denen ranzanın aşkla kıyama duran ölü nefsime atıfta bulunduğum bu derin sessizlik hâkim içimdeki yangına ve gönül penceremde umuda dair bir özlem titreşen yüreğimden sökün eden hüzün nameleri ve şehrin fethedilmiş mizacı illa ki şehir ve şair tutsak aşka ödenecek bedellere dünden razı belki de ölümsüzlüğe nazire yüreğin konuşlandığı düpedüz yanılgı olsa da aşk.

Metruk heceler, hafız:
Kambersiz düğün misali
Yâd edilesi
Hangi mazide saklıdır o kayıp tebessüm?
Hangi mizaçtır yakın durduğum?
Hangi ölü iklim?
Hangi kabir?

Yetemediğim bir cihan
Arka bahçesinde ömrün
Kayıtsız şartsız diktiğim hecelerden
Örülü bir hırka bir kilim
Üstüme yağan karın da haddi hesabı yok hani
Yaren bildiğim gecenin de matemi
Diktiğim gözlerimi
Daldığım hüzünlü rüyalara
Deştiğim dünüm
Derinlerde saklı öyküm…

Bir milatsa aşk
Bir mahsuru var ya da yok
Yerli yersiz seslendiğim
Yokuş yukarı bir merdiven
Göz hizasında saklı ufkun
Delici mizacı
Devirdikçe hüzün denen kadehleri
İçtiğim ölüm
Gözümü sakınsam da her sevdiğim
Bırakmadı mı elimi?
Düşkünlüğüm olsa ne ki sevgiye?
Teselli babında kaykıldığım şu zemin
Oysaki nasıl da mutluydum.

Mutlak duygulardan ördüğüm
Muteber bildiğim gölgeler
Nasıl da kayıtsızlar içine düştüğüm
Hangi çukur hangi lahitte saklıdır o kördüğüm?
Çözemediğim ta ezelden
Çakıldığım dibe ansızın
Sökün eden bir feryat bir hicaz bir renk
Bir de adlandıramadığım ne çok anı
Anda kayıtlı olsam ne ki?

Andıkça dünü
Ar bildiğim her duygu
Bazense şaibeli esintiler
Savururken bir daldan diğerine
Saklı tuttuğum tüm dileklerim
Sakıncalı bir kılavuz belki de bülbül
Güle her sitem ettiğimde
İçine daldığım hüznü
Bertaraf edemediğim
Kaybolmakla ölmek arasında bir seçim olsa olsa
Edindiğim her izlenim
Metruk bir hecenin g/izinde
Tarifesi yok bunca duygunun
Telafisi de yok heba ettiğim ömrün…

Belki bir ışıktır titreyen
Belki mevsimin kalan son nefesi
İçime çektiğim gün ve gece
Daldığım derin uykudan uyandırmasın beni hiç kimse
Kimsesizlerin kimsesizi bir esinti belki de
Doğduracak güneşi
Delişmen yüreğin de mizacı
Varla yok arası
Bir tebessüm, diktiğim sökükleri
Soluk teninde gizin
Semiren sözcüğün de güncesi iken
Aşkın tevazu yüklü sesi
Çağırır da çağırır beni gizlice
Belli belirsiz bir rüzgâr üşütse de
Sinemde saklı son dileği…