RÜYÂHüzün treninde bir çocuktum bu gece... Gözlerimi kapatıp gezindim loş kompartmanlarda... Işıksız... Sessiz... Kapkara... Gözlerini düşündüm, öyle aydınlattı ki birden, Işığı gözlerimi kamaştırdı. Gülüşünü düşündüm... Kahkahalarının merdivenlerinden koşmak istedim gükyüzüne... Gamzelerinde oturup dinlenmek... Tutunmak kirpiklerine... Saçlarında salıncak kurup uçmak göklere... Birden gözyaşarınla kayıverdim... Düştüm eline... Sıcacıktı elin. Tutundum parmaklarına küçük bir serçe gibi. Kavradım... Başımı avcuna koydum. Düştüm eline... Eline düştüm... Kaldırıp ellerini baktın yüzüme. Gözüm gözlerine çakıldı... Baktım... Baktım... Sen ise tanımadan baktın bana... O sıcacık bakışlarda bir boşluk... Yavaşça bıraktın... Gözlerim peşinden haykırıyordu... Beni bırakma... Beni bırakma... Birden uyandım. Bu nasıl rüyaydı? Gözlerin, gamzelerin, ellerin... Ah... ellerin... Ancak rüyalarda tutunduğum sıcacık ellerin... Tutamadığım ellerin... Hâlenur Kor / 20 Aralık 2021 |