KİM BİLİR
İçinden neler geçti neler kaldı kim bilir;
Cüzdanda ki resmine bakmasına baktı da… Ağarmış sakalını damlalar terk ederken; Çilekeş ortağını yakmasına yaktı da… Uzun uzun kafeste duran kuşu seyretti; Belli ki tebessümler kaderini tek etti; Ya fikrinden vazgeçti ya aklını kaybetti; Ya medet tespihini çekmesine çekti de… Ne isyan var dilinde ne kelamda intizar; Bir hülyanın peşinde gezinmiş diyar diyar; Bahçeler viran olmuş bağlarıysa tarumar; Son buluttan yağmurlar akmasına aktı da… Ardında enkazları önünde çıkmaz sokak; Biliyor bilmesine son duraktır bu durak; Devrilen çınarından yeşerirken son yaprak; Baktırdığı son falı çıkmasına çıktı da… Perdeleri kapanmış soluk almaz haneler; Ne vefalı gündüzü ne hayırlı geceler; Ellerinden tutmadan geçip gitti seneler; Kurduğu hayalleri yıkmasına yıktı da… Kapıyı çalanı yok çaldığında açanı; Gördünüz mü söyleyin gölgesinden kaçanı; Rüyasından vazgeçip düşlerinden geçeni; Hayalini koluna takmasına taktı da… Kalan çayı devirdi kalkarken masasından; Anladım yıllar yılı dert akmış yakasından; Kaderin cilvesinden talihin şakasından; Ya sabır çeke çeke bıkmasına bıktı da… Ali ALTINLI – 17.12.2021 Saat: 15:09 |