Dağlı
Ah be Dağlı güzel dostum can yoldaşım
Olmadı yakıştı mı sana Böyle zamansız kaçıp gitmek Sessiz sedasız habersiz. Daha gözümün önündeyken Çevlik te köyde karşılaşmamız Köy meydanında toplanmış gençler Alduş tütunü içip güneşleniyorduk Sen çıkıp gelmiştın ve bize: “Merhaba sodirê sima xwêr bo" dediğin Hepimiz de sana “merheba to xwêr ama" demiştik. İşte gelen sendin kanlı canlı karşımdaydın Hiç görmediğimiz denizden engin gökten yüceydin. Doru bir atın üstünde sanki meydan okuyordun cihana Ve sırtında Mauser markalı filinta böyle mi yakışırdı bir insana. Birlikte oturup çocukluk günlerimizi anlatıp gülüyorduk. Hatırlıyor musun Alpaslan lisesinde okurken teneffüste gidip fırından sıcak ekmek alırdın dönüşte kapıcı Niyazı amca seni içeri almayınca pencereden girerdin sınıfa. Sıcak ekmekleri sınıfça paylaşırdık. Şimdi çekip gidiyorsun arkanda ekmek kırıntılarını bırakarak gidiyorsun kardeşim öyle mi ? Ah zaman kalleş sinsi düşman Böyle mi olacaktı gidişin yoldaş Daha bir sevgili eline değmemişken elin Sıcak bir nefesle uyumadan cancana Ölümle ismin yakışmadı yan yana. Hani türkü bara gidip Dımlî türkülere eşlik edecektik. En çok sevdiğin “zerê to şikîya mira" türküsünü İstek yapacaktık. Hadi git güle güle kabullenemesem de gidişini bir Celalî isyanında vurulmuş sayıyorum seni Anılarımdan dünyamdan ve gönlümden üzülerek azad ediyorum. cinitas.07.12.2021.Frankfurt Gallus |