PAŞABAHÇE VAPURU...Şiirin hikayesini görmek için tıklayın İlahi bir tınısı var aşkın ve kavisli ruhların dünyasında sektiğim her hece aşka hatim indirdiğim yalnızlığımın bedeli ve meali ve işte kükreyen iç sesim dışarıdaki havada saklı iken o kesif sessizlik ve bir buhran yüreğin tüttüğü o çapkın Paşabahçe Vapuru hiç mi hiç de temenni etmezdim hani İstanbul olduğumu ve delişmen fıtratım, hacizli düşlerim ve kanat açtığım aşkın ılıman ırmakları şimdi ölebilirim çünkü ben ölesiye sevdim aşkın çıtası nasıl ki en tepede ve işte kavuştuğum o rakım ve aşkın kırbacı… Hüzün, serkeş sevgilim Hazan belki de müsveddesi ruhumun Bazen kap kaçak eklediğim bir masa örtüsü altına Serildiğim ölümün güncesi ve öfkesi Yaşamakla aştımsa da binlerce engeli Kalemin nazarında da açtımsa bir gül misali Ve gül mizacım Ve ad’ımla yaşadığım bazense Adım adım kaçtığım Asla da kaçmayı beceremediğim kendim İçimde saklı çocuğun hem rüyası hem buhranı. Gün özürlü bir düşüm ben Gecede raks eden gülüşüm ve çeşmesi hislerin Bazen bir su damlası içimdeki sebile eşlik eden Sefil hislerim aşkın doğasına hükmeden Sevecen ve neşeli mizacım Ah, nasıl da döndüm mevtaya Nasıl da unuttum mealini hayallerimin Bazen ket vurulan muradım ve rüyalarım Gel geç sevdalara asla meyletmedim. Asla hiçbir aşka öykünmedim Ne de olsa aşk içimde saklı bir buz dağı Bazen eridiğim aşkın ateşiyle Bazen büyüdüğüm yalnızlığın coşkusuyla Aştım aşmadım Astım asmadım yüreği Asılası bir ruh benimki Bedende saklı acının cefası Ve işte yürüyorum kâinatın zirvesine Elbet İlahi Aşkın kudreti nemalandığım… İnsanlığımın doğasında saklı olsa da kırgınlığım Kızgın olduğumsa mazluma dil ve el uzatan Münafık zalimin haşmetli isyanı ve kininde Hala kolluk kuvveti gibi Sahip çıktığım masumiyet ve safiyet İdrak ettiğimden de öte büründüğüm sefalet Asla aykırı olmadığım bir asalet Yüreğin yongası ve mintanı Tüten ruhum Bense Paşabahçe Vapuru Aşkı ile yaşayan İstanbul rüyası… Denk düştüğüm zaman zaman hazan Mekândan kopsam da bir ömür Kopamadığım bir makam Hiçliğin maruzatı ve mevcudiyeti Ciltlerce sevdiğim insan ve şehir Şiir diye içine sığındığım bir kovuk ve mizaç Tümden gelen duyguların cafcaflı isyanı Asayiş berkemal, demeyi hem de istedim bir ömür. Haşmetli bir sancı belimi büken Lakin başım hep dik ve ayakta seken bir aşkın Kumpası gerildiğim Kordan tek hece aşkın nüansı Varlığıma delalet olsun varsın hüzün Hiçliğimle tokuşan aşk ve kalem Mil çektiğim gözüne bunca hayalin Bir mimde tetiklenen nice acı Açamadığım bir kapı kimi zaman Bazense yan basan bir hayal. Göğün muhtırası az sonra verilecek Ve işte hüznü yarıladı sağanak Daha da sona çok vakit var Varsın bir rüya olsun bana eşlik eden Gözüm kapalı sevdiğim her mizan her nizam Körü körüne sevmekle iştigal bir yüreğin rotası Layığıyla yaşamanın da kendisi iken Sevgiyle ve güvenle eşleşen… |
Yoğun imgelerle anlatılmış bir sevdanın şiiri.
Dolmabahçe vapurunu görünce fonda.
Bu vapurlarla geçmişte çok sık yaptığım Yalova-İstanbul-Yalova seyehatlerimi hatırladım.Bu vapurlar üçüz kardeşti.Dolmabahçe-Paşabahçe-Fenerbahçe.
Her üçü de münavebetle bu hat üzerinde çalışırdı.Bu vapurlarla 2-2,5 saatlik yolculuk
şiirsel bir yolculuk olurdu.Her hafta iki kez yolculuk yapardım.Benim için sanki mutlu bir ayrıcalık olurdu bu seyehatler.
Değerli Şairim,bu müstesna gönül sesi şiiri yazan etkin kaleminizi,engin yüreğinizi kutlarım.Esenlik dilerim.