vuslat denklemi
günler gelip geçiyor ve yeniden
gönül kapımıza uzanıyor ekimin son günü gözlerinde aynı kristaller ,deniz dönüşlerinin tavlanmış berraklığı ve ateş kehribarları gibi öylece duruyor boynundaki ben biz yenilenen bir yılın ilk gününe başlıyoruz bir sancı gibi taşırken güzelliğini dilimin ucunda ve canım yanarken rüyalarıma gelmediğinde sana varmak istiyorum,demek eskimiş bir istem sana da öyle gelmiyor mu kanlı canlı bir çabalayışla tutmak, okşamak,ısınmak varken ellerinden … . ki yarılmış bir yanım buna izin vermiyorken gündüzden gecelere akan karıncalar,çınar yeşilleri, metrolor,şehir hatları vapurları,karşı tarafın bulutları inadına olanaksızı bir başka yırtıp atarken sen caddeleri,üç beş erguvanın güz solgunu çiseleri gül kokularını kavuran neonlar,avuntuları dindiremeyen şarkılar üst üste dizilen eksiltili tümceler ve içine düştüğüm girdaplar ben adresini çevreleyen ayrık hevesim ,bir duvara yansıyan gölgeyim.şiirsizlik sıkıntısıyım düş şıkırtılarını boğan düğümler,güz sarıları yudumlanamadan fincanlarda donan kahve telveleri ve burun direklerimizi sızlatan kısa gün kaçamaklarına hasret koskoca bir katarı sana hazırlıyorum yola koyulmak üzere çocuksu düşler yüklüyorum,senfonik melodiler düşecek biliyorum raylara hem nasıl da gülüyor göz bebeklerin beni çok sev derken seni candan öte kabullenirken mühürleniyor tüm ışıklar sana varmaları manşetten veriyor gazeteler buruk tadını savura savura tükettiğim korkular ve ben bütün bu dizelerin sonunda güneşten sıcacık, sudan çıplak severken yolum yurdum olarak kalmanı istiyorum güzün tükenişine tanık olurken bu şiirde de gurbetlik çekemem bu yaştan sonra bu şehirde aşkın ince sesini kaç kez çarpıp böldüğümü bilemediğim bu vuslat denkleminde… NECDET ARSLAN Görsel : Serhan Güzey KERESTECİOĞLU (İzin alınmıştır) |
Kutlarım yürekten.
Saygılarımla.