Kurbağa PrensNe çok yağdı bereket Tarlaları, bahçeleri, seraları, üzüm bağlarını Her yerleri su kapladı Akşamın alacakaranlığında Yılanlardan korkmayan bir kurbağa gibiyim Berrak ve huzurla akan bir dere kenarında Günebakan çiçeğinden şapkamın altında Bir şarkı mırıldanıyorum Sözlerinin çoğunu hatırlayamadığım Savaşarak kazanmadım bulunduğum dere kenarını Sadece kader sürükledi beni buralara Kimin gözü varsa buyursun alsın yerimi Buyursun yesin alın terimi Ay ışığında dilime yapışan sivrisineklerimi Ey zalim karayel! Kızıl gün batımında fırtınadan korkacak değilim Beni götür istediğin yere sararmış yapraklarla birlikte İster durgun sularda bir nilüfer çiçeğinin üzerine İster ıssız bozkırlarda bir dulavrat otunun tepesine Neresi olursa olsun fark etmez benim için Savrulduğum yerlerin birisinde Duyacak elbette bir gün şarkımı ruhu revanım Ve öpecek beni hasretle O anda bir prense dönüşeceğim Ağzındaki yılanla Gökyüzünde süzülen leylekleri seyredeceğiz tekrar ele ele Seğmenoğlu (Osman Akçay) |