Nehr-i NevaŞiirin hikayesini görmek için tıklayın @insani ( dünyevi ) nesildaşımın jesti :)
Kolaj yapmış, teşekkürler Maşuk kendinden bilir ise feyz-i aşkı Uykularını kaçırsın bir adam, bir insan Yüze soğuk çarpan ayık sularda İncelir, inceldiğim yerden yine bir yol sana gelirim Balık şişede kalsın Öyle büyüdü ki özlemin An-ı sekaratta birçokları şahit olmuş Neye dokunsam soğuk Bitecek gibi de değil hani, her an kavuşacak gibi Bir hayatı biteviye geri dönüşe adımlamak Bozuk acılarımızı bütünleyecek saklı yerinden Elimizdeydi zaman, bizi bırakan elimizi yakan Kahpenin yüzü sürtünsün yeniden Mayın tarlası bir sınır zorluyorum Vermeden henüz daha üflüyoruz son nefesimize Ruhundan bozdurup tezgaha atarsın Bırak içinde ne varsa, bırak içime Tozunu ruhumuza katamadık cevherinden Gömleğimin cebinde resmin Evimizin soba kurulu tek odası, hayat Nedir mazluma bu eza Tavana asılı gözlerimle bir kara noktayı işaret ederken Hayatlarımız başlar, başlar üstünde bir vatanda Işıldar, Anavatana dokuz gün uzaktan Bana bir edep ver, gamzesi olsun Aşk’ın Sendeleyen adımlarım kalıbını bulsun Bu düş kutlu hayata Aşklanır Çivi çiviyi sökmez, kırılır içerde, o paslı duvarda(n) Adı konmuş bir mutluluğun, üzerine bastığı bir mazi var Alıp başını gitmek istersin, ne varsa başınla beraber Ah Aşk, akşamüstüne taşın, on yedi yaşı delikanlının Ne kopyası var onun ne ekşi bir mayası O’nu arar gönül, O’nu söyler aşk İlmeği kaçan uykularımdan hayalini kazıyorum Nedir bu senden çektiğim, gözüme değse sürme, gözümden aksa yaş olur. |