Vasiyetsiz Yalnızlık.
Yüreğim sararken çaresizliğimi, rüyalarım yangınların avucunda.
Bu gece hüzün gecesi sevgili, ince seslerin tenhasında. Ne senden öncesinde, ne senden sonrasında. Ayrılığın hüznünü istemem, dudağım buruşur, dillerim lal olur, yaşanmışlarla alışılmalıdır sevgili. Her günün mavi tene yaklaştığında, gölgen değişir gülümsersin. Mateminde kalan yalnızlığında, çileni neşelere salarsın, densiz yarınlarda, saplantılı duygularınla. Beynini yıpratırcasına, çığlıkları savur durma, o densiz ufuklara, hangi kalem yelken açmış yarınsız akşamlara. Hangi şair gölge koymuş, aşkın kuramına, hangi derde çehre büyümüş, kaldırım akşamlarında Ve hangi Aşık hem lal hem ama günahlarımın sevabı, dualarımın inci tanesi. Depremlerin habercisi, yüreğimin inleyen sesi, hangi paçoz lamba ışıldardı, karanlığın ertesi Vasiyet siz yalnızlık, resimlerin göstergesi, bu şiirde elveda, bir veda hutbesi. 1986 yılında Milliyet Yayın evi tarafından yayınlanan ‘’VASİYETSİZ YALNIZLIK’’ Adlı Şiir kitabımdan alıntıdır. |