BUĞULU GÖZLER.
Sus pus olmuş saatler sükutu dinlemekte çarparken birkaç yürek sessizce inlemekte.
Saatin yelkovanı zamanı törpülerken, kalan gözler gidene daha erken der gibi; birlikte yaşanılan hatıralar bir daha hatırdan geçerken titrek bir ses: Allah’a ısmarladık diyerek, buğulu verir gamla Güle güle, pek mahzun, gözlerde saklı damla, yanaklar öpülünce gizlenen bu damlalar, artık saklanmaz olur aşikar ağlamalar. Pencereden son defa bakan buğulu gözler, sevdiğini gitmeden daha şimdiden özler. Arkadan sallanan el, kırık bir kanat gibi, uzaklaşan bir gönül. Şimdiden yıkık saltanat gibi. @taç |