Lâl sûkutu
Canlanan bir ufuk ile sağmayı
Koca bir inekte Lâl sûkutunda deliye Küpeydi kulaginda insanlığın Saza davet bir cürüm Vaveylası sârap türbanlısıydı Elma irkilmişliğinde Deniz bir horoz gibi Ötercesine dalga çıkarıyordu... Selası sevgiyi kaplumbağa çukurunda Cumaya bir ermişin islaklığıyla Maviye döken tutunuyordu kapıya Feri ölüm semazenleri Bedeninden tüten duman Çorbası üstünde evliya hanımlar Bir söz ilâ adım kalsın boynunda Kişneyen dilimde sırtında Bin adam kilitli gözlerinde Kölçesi Öksüz bir fukara Ahım güneşin iki parmak arasında Siyah bir döl Bulutlu bir kediyle Aşk dimağla bir ruh saatin sılası ölüm geçerken Kargalar boynuzlu Kırmızı kangrenler geçirirken Balçıklan sonsuzluğa uçuyor Ney’sin sen babam Kalbimde ruh Ağzında üzüm... Gezgin imgeler.. |