Dağların Şehri (Başkale)
Hiç bir adreste
İkamet etmedi benliğim Aklım hep hep çocukluğumun Şehrinde kaldı Sevgisini yemeğe kattığım özlemini suya Muhabbetini çaya kattığım Memleketim Züleyhaca kör olmaktı sevdan Yakubi bir özlemdi Sana hasretim Zühre yıldızı gibi uzak olsan da Sana Issız gecelerde Sahipsiz kelimeler devşirdim Gönül sözlüklerinden Ihlamur kokulu Kaç geceyi Uğurladım sabahlara Anılar Nisan yağmurları gibi Yağıyor çorak yüreğime Keşke aynı mahallende Aynı sokağında Aynı toprak evinde Kır düşseydi saçlarıma Kalbime Defnedilen duygular Gün yüzüne çıkıyor bir bir Mısra mısra dize dize tükenen Bir şiir gibiydi sende ömür Ulu bir soğüdün gölgesinde Mavi düşlerimle otursan yeniden Bir avuç sevgi serpsen Günahkar yüreğime Bayram sabahı yağmurlu Gözlerimden öpsen Nikotin sarılığına boyanmış Parmaklarınla okşasan yanağımı Kuzineli sobanın başında Kehribar tesbihinle ya sabır çekerken Nasirli Ellerinin kokusu Sinsin saçlarıma Öp beni Bir bebek kokusuyla Yeniden doğur sıcak nefesinle Götür beni kekik kokan Çocukluğumun iklimlerine Soğuktan çatlamış ellerim Iki numara büyük ceketim Sıfır makinayla kesilmiş saçlarım Kadife pantolunum İğde ve ekşi elmalarla Dolu ceplerim Hala Sokaklarında bana benzeyen Esmer çocukların var mı Ayaklarında lastik ayakkabı Gözlerinde güneş ve Yüreklerinde sızı Örülmüş sarı saçlarında Beyaz kurdelesi ışıl ışıl gözleriyle Hâlâ geçiyor mu aynı sokaktan Gümrükçünün güzel kızı Tenekelerden taşar mı yine Peygamber çiçeği Işaret parmağıma konar mı uç uç böceği Hâlâ var mıdır sokaklarında Çocukluğumun silinmez izleri Toprak damlarda Terlerler mi babalar Donmuş bıyıklarıyla Başlarında puşi Ellerinde kar küreği Soğuklar yine mi Cam kesiği Okula giden çocuklara Yol açarlar mı ağabeyler Ve uzun kış gecelerinde Baharı düşlerler mı Kıpır kıpır yürekler Var mı hala Çilekeş kadınların Hassı adamların Ürkek güvercin bakışlı kızların Soğuk çeşme başlarında Sıcak muhabbetleri Bayram sabahlarında Okunan tekbirler Gökyüzünün çivit mavisi Yankılanır mı hala gökkubbede Ruhuma sinen Kuran sesi Ben ki ispiriz Dağı’nın Soğuk rüzgârıyım Esemem başka diyarlarda Ben ki Güzeldere’nin Doyumsuz pınarıyım Akmam dümdüz ovalarda Ben ki Kılegom Köprüsü’nün Suya değen ayağıyım Bir döngüyüm akıp giden zamanda İsterdim ki Bu dağların şehrinde Yıldız yağarken Uzun yaz gecelerinde Uyusaydım son uykuma İspirizden esen rüzgarların O muhteşem bestesinde... Şükrullah YAVUZER 21.10.2021 |