EN UZAĞIMgün ufalanıyordu, kuş yuvalanıyordu, demlik bir ocağın üstünde, fokur fokur saatlerin demine vuruyordu, bir ince bele dökülüyordu, en karasından, en acısından, sızım sızım, bir anne sesi, koridorları dövüyordu, senelerin kirini, pasını, silkeler gibi… yeleğini giy, kapının ardından, üşütme, hava soğuk ısırır, kulaklarım , çın çın öttü, yüreğim pır pır titredi, ahhh be anneciğim, sadece havanın soğuyanı mı? dişleri üstünde, acısı ciğeri deler, ahhh be anneciğim, neler neler var, barkodu yok, namı yürümez, akla düşende, bir yel olur, bir el… en masumu havaydı, en masumu topraktı, o’da çarptı gitti, o’ da çamura kattı, yitti… ahh be anneciğim, senelerin yuttuğu saatlerdir, bardakların çatlattığı, demlerdir, acıtan, acıyan akılda kalanlardır, soğuk ne ki, yel’ek üşütmesin, doğarken bir damla süte, ölürken bir damla suya, emeklerken, soğuk kelime, üşüyen, üşüten, hep en yakınım, hep en uzağım, içimin içinden yakın, en uzağım… Sibel Karagöz #sibelkaragözşiirleri #sibel_karagoz |