Aziz Milletin Duası…
Aziz Milletin Duası…
Ey şu dertli yüreğiminde cenneti saklayan Vaz geçilmez bir yudum su gibi aşkına susamış bu Millet Bu nasıl bir aşk ondört asır ötede bilene seni bana yazdılar Ey çölleri yağmura hasret gibi şafaklarda güneşi bekleyen Dört bir yanında kuşlar , güvercinler, Denizlerde martılar uçar üstünde göçmen kuşlar geçer, Zalim mazlum demeden Yağmurun her yere yağdığı gibi, siyah beyaz demeden niceleri basmışsın bağrına, Sevda tutkusu vazgeçilmezim ey uzaklarda özlenen yarim Sen ki alimlerin , alemlerin ,yediden yetmişin barış dostluk pazarı Sen ki dudaklarda düşmeyen bir duasın ey bu cihanın göz nazarı Anlatamam ki seni bana yazdıran nice nice yazarı , Mehmet Akif’ler Yahya Kemal gibi arifler Orhan Veli’ler aşkından kendinden geçmiş nice deliler Necip Fazıl ’lar , Nihat Asya ’lar Cahit Sıtkı hangisini anlatayım , Trakyadan karsa uzanmış nice derneğin düğünlerin var Sokakların gelin gibi süslenmiş binbir öğün var Zifiri gecelerde denizlerde parlayan yıldızların ve masmavi gökyüzün var Tarihe sığmayan kalemlerin yazamadığı bir çağın var Bulutları aşmış rüzgârâ meydan okuyan gururla dalgalanan sancağın var Taşına toprağına kurban canım İstanbul... Minarelerin kök Kubbelere dayanmış İçin dışın inci mercanlara boyanmış Her tuğlan, taşın her bir çakıl her gövden hepsi bir yarınmış Şu kovanda ki bal arı gibi bir sırrın var , Şu Ayasofya hıfzından bir millet barınmış Eyüp’ler Fatih’ler Ahmet’ler meftun sana İstanbul. Uğultu gibi deryalar akıyo aşkından yana yana Tam yarım asır devirdim İstanbul ’um doyamadım sana Tepeden sana bakmak manzaran bir ömre değer Seni şu Medine’de bir nur övdü ki ! Beni hasretine mecbur bıraktı Uğrunda yatan nice şehitleri gören yana yana sinesini döver Bir yanın çilekeş diğer yanın benzersiz eş Aşkım sevdam gözümün nadide Sultanı İstanbul. Gezdim nice şehrine baktım cihan heybetine hayran, Bazı gözler ağlar bazı gözler de gülüşüne seyran Varlığın düşmana zulüm Mazluma bayram Seni sığdıramadık hiç bir kitaba, bu kaçıncı devran Sana yazılan şarkılar , türküler dillere destan O gözide yarin fatih ile yola çıkan her biri bir sultan Seni hangi şiirle romanla anlatayım İstanbul. Kalem bile adını yazınca geliyor aşka Bahar gülün başla , güz güllerin başla, ılık ılık esen yellerin başka Hele cıvıl cıvıl koşup oynayan çoluk çocuk sesleri ; Bağlarında yanık yanık öten bülbüllerin başka Denizinde gök mavisini izlerken, şarıl şarıl akan sellerin başka Sevdalara uzanmış sarkık yemiş dalların bambaşka Bu Aziz Milletin Duası canım İstanbul. Gök uşağı misali bir kolun doğuda diğer kolun batıda Rengârenk mevsimler dönüyor ey dilberim Turnaların gökyüzüne hasret gibi Beni sana çeken magnet var içimde Ey Fatih’in göğsündeki iman nurun göz bebeği Teknelerde yelkenler dikilip lodoslara meydan okuyup sarıp saran Alıp götürüp hedefine varan Marşını arşa yükselten dillere dolandıran bir şanın var, Nere baksam her bir yerinden bir gururun ve anın var , Kalemim yetmiyor kelimeler zayıf kalıyor, Şehadet ile süslü dört bir yanın var , Nuh tufanı olmadıkça gurur ile Şahlan İstanbul.. Fatma Alageyik. |
Yürekten gelen duygulu, kimi zaman dramatik yazı dizisidir şiir.
Gönlünüze sağlık.
Tebrik ederim. Başarılarınızın devamı dileğimle.
Selam ve saygılar..