Ey İki Bin Yirmi İki
Ey İki Bin Yirmi İki
Sen ey iki bin yirmi iki neler getirdin Bilirsin yaralıyız çok gerginiz bu ara Gelene kadar acep neyi neye yitirdin Aman sende getirme bize başka bir yara ...Zaten biz yeterince düştük amansız çarâ ... Yakma hicrân ateşinde düşürme bizi dara Dilerim barış sağlık ve huzur getirirsin Rüyamıza giren her kâbusu bitirirsin İnşallah hainleri hepsini batırırsın Dağ gibi yükümüzü alırsın götürürsün ...Karanlık geceleri gark eyle dönsün nur-a ...Yakma hicrân ateşinde bizi düşürme nar-a İki bin yirmilerden beri karamsardayız Çöktü siyah bir kara bulut hergün dardayız Ne bahar belli ne yaz hergün soğuk kardayız Sıcak iklim aradık hergün orda burdayız ...Ağlamaktan içimiz dışımız hep kap kara ...Yakma hicrân ateşinde düşürme bizi kor-a. Dermansız derdimize artık bir derman getir Susuz kalmış şu kuru çöllere orman getir Çiftçinin tarlasına dolu bir harmân getir Şaduman olsun yüzler Hakk’tan bir ferman getir ...Yetimle öksüzleri güldür düşürme zora ...Yakma hicrân ateşinde düşürme bizi bora. Hekimi aramaktan artık yorulduk kaldık Üç senedir bir iğne için samana daldık Oksijen zoruyla bir kaç nefes hava aldık Gece uykularını gündüzler de hep çaldık ....Böldürme uykuları atma közdeki hara ....Yakma hicrân ateşinde bizi düşürme sara. Fatma Alageyik. |