AĞIR BİR KELİME
sözcüklerin altında ağır ve aksak
bekliyorum duyduklarım ile duymak isteyeceklerimin arasında ince hassas ve kıran bir çizgi hayır ben yanlış değildim ama kalın bir kalem atılmıştı yanlış saydıkları sözcüklerimin ortasına, herkese uzak ama yakın saydığım bir durakta bekliyordum sözcükler ağırdı yanımda taşımamıştım ama benimle geliyordu heybem en olmaz kelimelerle doluydu, tanrım bunu algılayamaz bir çocukluğum vardı ve ben oyuncaklarımı kendi ellerimle yapmıştım ve güzel sözcükleri çocukken tanımamıştım, büyüdüğümde fark ettim gökyüzü için bütün ustaların bizi kandırdığını düpedüz griydi ve deniz mavi falan değildi ölü balıklar vardı ve bir şiire konu olmadan rakı masasında yem olacaklardı, sözcülerin altında ağır ve aksak bekliyordum hala usta şairler bu saatte nasıl yazar bilmiyorum bu saatte bir şiir nasıl yazılır bu saatte mezesinde ne vardır bilmiyorum kırılanın, ve galiba şiir yazılmaz kırılmadan hissetmeden düşmeden aşkta ya da kavgada ve biliyodum ki içim bir hengameyken bir kişi çok kalabalıktı, bir kişiyi tanımak kabul etmek anlamak, Anlamak için onunla yeniden tanıştım yenilmek yenilenmekti aslında çocuktum ve düşe kalka büyüdüm seve yorula anlamıştım ... |