On dört şubat
Yine bir on dört şubat tıklattı penceremi
beklerken yanında alacağım soluğu ne hikmetse fedakarlığından vazgeçerek gitmemi önerdi zaman ne olur bu senede kutlama dönüşümü dudaklarına sürdüğün ruj varsın eksik olsun özlem duy bir kaç sene daha ne çıkar papatya fallarına da bakma yalancı onlar bir okadar da ayran gönüllü bir ondört şubat daha doğuyor sitemde bulunmadığım yalnızlığımın renklerine suçlama beni ey gece yağma üzerime ben seçmedim ki karanlığı ne yapayım boyamış kendini esmere tarihçene bakıyorum gözlerin önümden dolu dolu geçiyor günahlarının bedelini ben çıkarmadım pişmanlıklarına yan sen dudaklarını büke büke hepsi pesimist aslında inanmak için süslemişler kendilerini duyacakları yalanlara bir kaç saat daha sabır bir kaç saat daha kol kola yanak yanağa seke seke on ikiyi vurduğunda zaman başlar aşk kavgaya on dört şubat silip süpürürken vitrindeki cici bicileri bahçemin eteklerindeki yapraklarda özenir birbirlerinin arkasına gizlenerek çekinir almak istediği hediyeleri TC Senem Kula Erdem |