SEN OLMASAYDINsen olmasaydın güler miydi gözlerimin içi hep Tutar mıydı dertlerimin yasını çareler bekler miydi kollarım umarsızca karşılıksız kucaklaşmaları hasret yakarken karanlıklarda gazı eksilmeyen lambaları, özlemin tutuşturur muydu sobadaki kayıtları odunları diz çökerek anımsarım hep alev -alev yanan dudaklarının ısırışlarını dönmenden taraftır pişmanlığım sen yine benim başımın etini ye ben her şeye olur muydum ki razı konuşamazdım yüzüm kızararak ben bir öyle bir böyle gözüm telefonun üzerindeki dantellere takılırken çıban çıkar mıydı inceliklerimin içinde sigaraya başladım bak ellerimi bıraktığın ilk günden bugüne hala içiyorum koskoca bir yalnızlığı inatla devirebilir miydim ki korkularımın tafralarını saçlarına kakül bırakmışsın gördüm çok yakışmış alnının açıklığı kapanmış ama yüzünün ışığı hala aydınlık umutlar yolunu bekleyenlere ince uzun parmakların gösterir miydi gemilere rotalarını söz söylenmezdi de sana ters tarafından kalktığında dişlerinden önce pençelerini görür korkar, saklanır mıydım ki senin sağ taraflarına seni uyurken seyrediyorum on ikilerden üçlere kadar sen rüyalarımın atlaslarında yüreğime serdiğim çarpıntılarımı örtmüşken sıkıca şimdi daha hızlı, daha sıcak kaymaz bir kırmızı halı gibi dilimden birde senin dilinden sen olmasaydın duyar mıydım şarkılarımı |