Vera'nın Doğuşu
seni yerlerde değil göklerde değil Vera
bir boşlukta aradım kendi karanlığımda kendi aydınlığımda, güneşte ayda değil yirmi dokuz yarada karanlıklarda değil bembeyaz bulutların siyah gölgelerinde şehirsiz insanlarda gözüm kapanır yüzün çocukların telaşı gözüm kapanır yüzün kekeme bir şaşkınlık gözüm kapanır yüzün süssüz cümle yığını tozu alınmış harfler konmuşta dudağına en mat haliyle şiir iki çift deniz olmuş ateş değil taş değil bir oyukta bir sima yazılmamış bir suret ay değil güneş değil hangi bulut yüzüne benziyorsa orda ben ben dediğim bir boşluk. fırçam geceden siyah kendi karanlığımda pencerelerim siyah kendi aydınlığımda kir götüren tenimde sır götüren duygular ceviz kadar bir aklım saat kadar bir vadem varla yok arası sen yokla var arası biz biz burda kalabalık biz burda yüzen balık burda sen burda ben bura gölgesizlerin bura kanatlarına güvenen bireylerin nerde diyorsan burda aç vera pencereni bak orada iyi bak vera orda gördün mü orda şiirden evler kafiyeden bacalar yeşil umutlar vera düş yeşil ben yeşil sen yeşil yeşil murat diyordu büyük ninem burda ne tanklar ezer yeşeren çiçekleri ne çocuklar aç yatar insanlar ayıkladım saraylar yok burda minik kutudan evler çizdim bak adımıza sınırlar yok vera vizesiz gireceğiz insanlar ayıkladım biz gibi gölgesizler burda taşlar pamuktan vursan kalbim gül kanar yani zarif bir cümle yani cevizde durmam kemiksiz saat varken yani şey ... bana cam kénarları yaslamak istiyorum ağrıyan tarafımı ağrımayan dünyaya damlada boğulmanın adına yüzmek dedim yani kağıt gemiler büyük umutlar sırtlar İbrahim Sezgin (Veraya Mektuplar ) |