aşkın kimyasal etkisine parafin sıkıyorsun...
okyanus sularında yüzüyor
paçavrası tek renkli kırık yelkenli saltanatsız gemilerin limanı sanıyor seni koynunda bıraktığı saltanat düşkünü beyzadelere inat bir yelkeni kırık bir de kalbi soluğunu emsen rüzgarın ya da kapatınca kirpiklerini doluşsa gizliden kırpık kırpık yıldız semazenleri dönmekten yorgun ayakların kara sularında bahtı kara yazsa bir de senin alnında yine de çıkardım seninle o yolculuğa kokulu mumların ahusunda tütüyor şekilsiz aydınlığın dibine vuran şavkı küçük küçük yanınca büyümüyor insan ya da çok yanınca yakmıyor mumun alazında aşkı eriyip de bitsin istiyorsun tenine deyince bir de ihanet edince hele bir de terk edince aynı hedonist zihniyet her daim kapında köle yine de erirdim seninle bedeninde her gece çift renkli sarmal bakışın yansıyor tütsülerin sarhoş ettiği etten duvarlarıma sandal ağacına yaslanmışsın yol alırken odayı kesif bir cinnet kokusu sarıyor bense seni sarıyorum ruhumun dallarıyla aşkın kimyasal etkisine parafin sıkıyorsun bir de kör gözlerime kurşun acılarımı sakladığın adına yazıyorum tüm sevişmelerimi kutsal bildiğim emanetlerini öpüyorum ne bir cami avlusunda ne de zangoç kucağında lapiska saçlarına taktığın simli tokaya boyuyorum geldiğin sokakları bu kentin surlarından seyredeceğim intiharını boğazı yararak geçtiğin suların intikamı boğazım yarılacak belki gitme diye haykırırken adını... alicengizoyunu (hayaller kuruyorsun onunla ilgili; olumsuz bile olsalar, olmayacak bile olsalar sen olduruyorsun, çünkü gücün buna yetiyor…) |
şiirdi
güzeldi
daim olsun kalem