Erol Erken makalelerinden derlenmiştir.

Ömür, Temmuz güneşinin altında bir kar, Erir haa erir.
İçimde yanar memleket hasreti, kavurur haa kavurur.
Türkmen yamacından Ova’ya salınan yel, eser haa eser.
Vodina, Karacaova, Gabriş’ten Süleyman oğlu Paşa Ağa
Eğilir kulağıma Vardar Ovası’ndan bir türkü söyler.
*
Ahmak ıslatan cinsinden, inceden ince bir yağmur çiseler,
Karşı tepelerden baharın kokusu düşer
Çam kokusu, meşe kokusu, ardıç kokusu, özlem kokusu
Alıç ağacının dalında serçe kuşu, uzun uzun öter.
Selanik’te horon çeken kızanlar Gölpazarı’nda kaşık kırar.

"Donoranki, Donoranki, lişna sarbiyanki"
Çitiri pek kuçina se kuçina
Neste kuçka se kuçina çitiri pek kuçina
lişne sarbiyanki neşte maçina"
*
Yüksek kahve diyorlardı gençliğimizde gittiğimiz yere.
Yerden yedi sekiz ahşap basamakla çıkılırdı kahveye
Rahmetli Hasan amca ve çocukları işletirdi kahveyi
Meteliğe kurşun salladığımızı sanki bilmişçesine
Karton üzerinde dörtlük asılı kahvenin köşe yerinde

“Her sabah seherde besmele ile açılır kahvehanemiz,
Hazret-i Şeyh Şazeli’dir üstadımız pirimiz,
Kahvemiz halis kahvedir lezzetine paha olmaz,
Parasını peşin bırak veresiye kahve olmaz.”
*
Beş çay getir Recep kardeş tazele çayları tütün içimi,
Meraklanmayasın metelik peşin sen bir çay dök ben içimi,
Ağlaya dursun horhorların otuz üç kurnasının tekmili,
Yeşil Ahmet cızırdatsın Salı sabahları köfteleri,
Temmuz güneşi batmasın isterse kavursun buğday tenimi,
Bulasın göyneğimin terini, yakama sinmiş kirimi.
*
Çayırda Hüsnü’yü paça kasnakla alt eden nalbant Zekeriya
Katırcı Halil güvey kapatma havasıyla eşek sırtında,
Ceketi omuzda, bastonu kolda gider Yeniköy yolunda,
"İşte dükkan, işte helva! Kime satacaksan sat be Allah’ım!"
Diye söylenirdi ufak tefek suretiyle helvacı amca.
*
Dal mehmet, Eczacı Metin, Çarli, Laz Abdullah, Eyüp Ağa,
Bolatlılı Deli Halit, Deli Sabri, Çongur Mehmet, Ali Pala
Akkabak Mehmet, Ayaz Haydar, Ali Dere ve Kara Mustafa.
Selam olsun Gölpazarı’nın eski bilindiklerine,
Ve dahi benden de selam olsun bizi soran tüm dostlara.
*
Plakçı kardeşim yeni bir plak koyasın kurmalı gramofona,
Sesini iyice aç, aç ki hüznümüz yayılsın tüm ummana,
Seçtiğin kırkbeşlik "Bir zamanlar maziye bak." şarkısı olsun.
Buralardan Gölpazarı’nın ışıkları görünmese de,
Haydi! Hep birlikte eşlik edelim şimdi son hazanımızda,
Her daim yad ettiğim memleket kalsın hatıralarımda.

Hasan Taşcı