İMKANSIZLIĞIN NA' ŞI BAYIM...Düşler ördüğüm… Sizse örgün bir tesellisisiniz dibimde biten Lakin Uzağımda kaldığın gün gibi ortada. İki uç arasında gidip geldiğim bir lahza Buyruklar yağan üstümden Büyümeyi ise çoktan reddettim ben. Refüze edildiğim bir dünyada Çocuk kalmakmış düşen payıma… Sezilerim. Ertelediğimse mutluluk ama sizden önce. Sazın kopuk telleri: Ah, ellerim o fildişi tuşlarına piyanonun nasıl da hasret. Çekincelerim bayım: Çekik gözlerinde göğün Çetin ceviz olansa aşkmış meğer İkiletmeden sevdiğimi asla söylemediğim kadar Köpüren deniz Minvalinde sevginin bitmeyen hasret Nedamet yüklü bir yokuş Figanları insanların ütülü Gözümdeki perde kalktığından beri Bil bilme ama sizi daha çok sevdim git gide. Diğer yandan gittiniz benden Benden kalansa sadece sözcükler Bir de bir de… Söylediklerime sayın siz yine. Değerimle dağlar devirdim ben Devingen haletiruhiyemle ne iklimlere denk düştüm İster istemeden. İstisnasız aykırıyım ben bayım İhtimam ettiğimse sevgi ve aşk Göğün de tıpası kayıp Demek ki daha çok serilebilirim aşk denen iklime. İkilem yüklü mizacım: Bir sevdiğim bir kaçtığım Parmak ucunda yazıyorum bu şiiri, bayım Gözlerinizde kaybolduğum tek bir gün Oysaki binlerce ışık yılı uzaklığında çalan kalbimi Belki de imkânsızlığın na’şı bayım Dilediğinizi sevin siz hem Dualarımı hala da eksik etmem hem sizden. Gök gürültüsü başladı az evvel. Az evvel ağlıyordum ve işte yasladım başımı yeniden. Kaç evre sürecek kim bilir bu denklem? Lakin bilin ki vazgeçmedim ben Ama borcum var kendime: Sevmek bu kadar kolayken sıra geç de olsa kendimde Biliyorum hem Mevla’mdır beni tek seven. |