3
Yorum
9
Beğeni
5,0
Puan
406
Okunma
Haydin bakalım,
gelin “princin içindeki taşı”nı birlikte ayıklayalım;
Kaçı kaçan, kaçı kovalayandır bizdeki Suriyeli Mülteci?
Varmıdır içlerinde acaba İslam Ordusu Askeri?
Afganlı sığınmacı’ların hepsi Mücahit mi,
yani Taliban’a karşı savaşan?
Sızmışmıdır içlerine acaba
Taliban yada
yeni kopya karşıya-karşı-çıkan?
Soru üstüne soru;
Nüfusumuzun kaçta-kaçı bu?
Oturuyorlarmı bunlar Mülteci kamplarında?
Çalışıyorlarmı aldıkları halde yardım ve para?
Bunların dernek kurma özgürlükleri varmı?
Yoksa, nasıl olur bunca örgütlü dayanışma?
Tüm sorulara bulunur elbette doğru cevap,
yeterki sen;
“Mevla’mın dediği olur!”u beklemeden
hesabını yap!
Ev bizim, bahçe bizim, taş bizim,
paylaşacak aş bizim;
Gel, kim olursan gel,()
Erkek-Kadın eşitliğine
ve Laik’liğe
inanıyorsan eğer!
İster Suriye’li ol, ister Afgan,
istersen bam-başka bir insan!
Bu söz bizim, bu bilek bizim,
sana açılacak yürek bizim;
Gel, kim olursan gel,
Demokratik Cumhuriyet’i tanıyorsan eğer!
Dünyaya biz çıplak geliriz,
yaşar-ölür çulsuz gideriz.
Anama, bacıma, kızıma, karıma,
kısacası namusuma
göz dikmezsen-söz etmezsen eğer;
Gel, kim olursan gel!
() Mevlana Celalatin Rumi’ye ait olduğu bilinen bu sözün; Orta Asya’lı ünlü Sufi Ebu Sait Ebu’l Hayr’a ait olduğu kanıtlanmıştır.
5.0
100% (2)