SESSİZLİĞİN KANDİLİ SÖNDÜÇakmak taşı yıldızlar Yalnızların kandili sönmekte Islak kaldırımlar, kirli ayak izleri Edep kovalamaca saatleri Dolu cadde, dolu kan kusan İrili, büyüklü gölgeler oynaşıp ağlaşırken Çakallar kovalar pusularda Kaçan yalın ayakları Bir çizik ona, bir çizik sana, bana Bir çocuk köşebaşında Çakıldağını düşürürken Gecenin yarasa gözü sinsice bakar Şeytanların kıyafet balosudur Kırbaç sesleridir hoyratça Sustalı eller,sustasız dilleri keser Papazı olmayn kilisenin Çan’ı çalınmıştır Keser yüreği orta yerinden Deler gecenin sisli perdesini Kaç düzine söz atılmıştır Sabahın saatlerine Gömkök gömlek değişterecek belli Kırmızı illede kırmızı olmalı!.. Güneş dökecek bir sabah kızamığını Ve çocuklar; Güneş, ay, yıldız uçurtmalarıyla Yürüyecekler sokaklarda el ele, koşa koşa ayşe yayman |
Sevgili Ayşe, son şiirlerini vakit bulup okuyamamıştım bu gün sindire sindire okuduğumda, gerçekten şiir dilini değiştirdiğin ortaya çıkıyor ve bu mükemmel bir derinliğe, düşündürüp mesaj veren felsefi şiire de kucak açmaya başlamış.Tebrikler dost kalem, Edebiyat durağında bekleyenlerden değil yol alan kadın şairelerimizden olacağına zaten baştan beri inanmıştım, sevgiler güzel yürekli kardeşime.