SIĞINMACI(5)Şiirin hikayesini görmek için tıklayın Taliban Afganistan’da savaşı kazanınca, yenik Mücahitler bize sığınmacı olarak geldiler ve dahada gelecekler. Devlet Başkanı’mız dost gözle bakıyor bu katliama. insanlarım çok hoşgörülü olduğundan; Oynanan oyundan habersiz, biraz fazla humanst ve Suriye’li sığınmacıyı Afgan’lı ile karıştırarak tehlikeyi hafife alıyorlar. Gerçek ise; Biri ailesi ile Türkiye’ye sığınmış evi Suriye’de, diğeri “Ailesini ve evini terk edip-gelmiş” gözü Türkiye’de!
Bu oyuna karşı çıksam “Irkçı ve Faşist” oluyorum. Derdimi kelimelere dökünce de; Feyz’de bir bayan arkadaş SIĞINMACI şiirlerimi sığ ve basit(=açık) bulup-beğenmiyor. Oysa bu şiirler “yermek” için yazılmıştı, beğenilmek için değil! Tehlike çok büyük ve giderilmesi imkansız boyutlarda, içim-içime sığmıyor.
İçimde öyle bir şiir var ki,
bir “çığlık” sanki; ne yetiyor nefesim, nede duyuluyor sesim. O güzelim gizem-kurgu-anlamlar burada kelimelere dar! Hafif kalıyor hece-kafiye-ustalık ve ritim, ben şiiri yitirmişim. İçimde öyle bir şarkı varki; Kocaman dalgaları içinde birkaç oktavın bir çırpıntı sanki. Ses tellerim ise ince-mi-ince, dilim yetmiyor söylemeye gelince, İçimde öyle bir ağıt var ki, yanardağ gibi sanki; Kül edecek bu kor beni bilyorum; “Sığınmacıda benim gibi insan değilmi?” çelişkisini bir türlü söndüremiyorum. İçimde öyle bir tebessüm vardı ki; Umut veren, yol gösteren Kadın Hakları’na, Leonardo Usta yapıştırmış dudaklarına Mona Lisa’nın. Anam, bacım, kızım, kadınım, nasıl oldu anlamadım; Bir umut, bir çığlık, bir ağıt, bir şarkı, bir şiir; Susturuldu peçe ve kara çarşafla, olacak gibi değil! (*) Rönesans Sanat Akımı’nın mimarı İtalyan ressam ve bilimci Leonardo da Vinci’nin “Tebessümü” ile dünyaca meşhur “Mona Lisa” yağlı boya tablosu. |