2
Yorum
7
Beğeni
0,0
Puan
645
Okunma

Beynimin bulanık düşünceleri içinde yanlış hayaller peşinde koşmaktan yorulan uzuvlarım isyan da
Kaçırdığım tüm zamanlar için yelkovana küsmeye kalktım, delisin dediler.
Her geçen an, eksilenlerin anıları birikiyor sol köşemde
Sahte hayatların sahte cennetleri için de, köhnemiş evler gibiyim
Gölgesinden ürken mahalle delikanlısı gibi, geçmiş ile gelecek arasına sıkışmış
Cam kesiği hayatlar için de hani ölsem
Biliyorum;
Cenazemi ilk ruhum terk edecek
Yada, belki de ilk kabrim kaçacak benden.
İçimde yaşattıklarıma yer bulamamaktan bezdim, yorgun düştüm
Başımı her yere eğdiğim de, içimde ki çığlıklardan kulaklarım sağır olacak gibi
Saç tellerim paslı birer jilet olmuşlar sanki, hani dokunsam, ellerimi parçalayacaklar
Sahi, ellerimden dökülecek kandan kaç gelincik yeşerir, kaç kör bıçağın gönlü kalır
Gönlümden geçenlerin izahını yapamayınca, hep bir yerlerim eksiliyor
Tıpkı gidenler gibi, ÖLENLER GİBİ
Kaçak göçek kavgalar içinde biriken yaralarımı, dudak kıvrımlarıma sakladığım gün büyüdüğümü anladım
Canım her yandığın da, şarkıların notalarına haps ettim kendimi
Sanki teselli edeceklermiş gibi, defalarca aynı notalar da kayboldum
Belki de, kadife gönüller de yaşarken, seni unutmaktan korktum
Hani vaz geçmeyi becerebilseydim, ruhumun çürümüşlüğü kokmazdı bu kadar
Bahar da yağan kar sonrası, terk edilmiş şehir gibiyim
Sokaklarım ıssız ve yalnız, sensiz, kimsesiz
Çok zaman oldu, içime senli bir şeyler katmayalı
Uzun siyah saçlı kadınlar görüyorum ve sen diye bakmıyorum
Gittiğin gün, tüm düşlerim de öldü
O yüzden yıkık duvar diplerine mutsuz zambak ağaçları dikiyorum
Konuşacak çok şeylerim olsa da, bir o kadar da susacaklarım var
Yapabildiğim en güzel şeydir susmak, bilirsin/iz...