Hey gönül!
Daldan düşer gibisin kuru yaprak misali
Hasrete yenik gönlüm meylere mi yaslandın. Hazan değmiş taşına çorak toprak gibisin Be hey küheylan gönlüm nede çabuk uslandın Sürüklenmiş sal gibi ufukta kayıp nokta Hadi aç tabakanı bir de cıgara yakta Sırtını dönme gönül şöyle aynaya bakta Hazana mı kapıldın sende erken yaşlandın Kelebek ömrü süren sevdalar bitti erken Boşa harcandı günler henüz vakitler varken Vuslat geldi gelecek ha gayret gönül derken Bahar geçti be gönül Zemheride kışlandın İnce bir urgandaydı salınırdı düşlerin Kırıldı umutların hiç kalkmadı kaşların Can acısı vız geldi sıkılmışken dişlerin Güller sundun be gönül dost elinden taşlandın Kavak yeli eserken vurulup düştün yere Artık ne çıkar gelse derdine kimler çare Yürek kanadı gönül ciğerin pare pare Neyine deli gönül sende mi çok hoşlandın H. Işık. 1/8/21 |