CARİYE (Binbir gece masallarından)Sun, ey sâki, gül şerbetin, sînendeki gülden olsun, Peymânesi dudağından, ver, çeşm-i bülbülden olsun. Al sâzını, sen çal söyle, nağmeler gönülden olsun, Meşk edelim, gel de aşkı, bu şeb, sûz-i dilden olsun... Ya mânâlı bir tebessüm, ya bir bakış gözlerinden, Ya şarkının bir yerinde, bir iç çekiş taa derinden. Aşka davet makamında işmar eyle bir yerinden, Göz üstüne düşen çapkın zülfündeki telden olsun... Şimdi raks et, kadehlerden gözlerime süzülerek, Gecemin ay ışığı ol, gökyüzünden dökülerek. Gerdan kırıp göz süzerek, kıvrılarak, bükülerek, Titret gönlüm, kıvrılışlar o incecik belden olsun... Bu gece aşk,imbiklerden süzülmüş bir şarap gibi, Mumun sisli ışığında, titreyen bir serap gibi, Sende bunca hüner varken, benim halim harap gibi, Uzat bana ellerini, ecelim bu elden olsun... Ünal Beşkese .......................... şeb...........:gece sûz-i dil....:klasik müziğimizde bir makam /veya/ gönüldeki ateş |
Meşk edelim, gel de aşkı, bu şeb, sûz-i dilden olsun'
Biliyor musunuz efendim? Bu tablo gerçekten de saraylarda resmedilmiş bir tablo gibi.
Kulakta o enfes mûsikîmiz, raks eden bir huri var ki,
muhteşem anlatımınızla kat kat güzelleşmiş.
Harikulâde güzel bir anlatım. Müthiş bir gözlem...
Görsel bir şölen sanki...
Saygılarımla kutluyorum. Çok güzeldi.