KAVUŞMAK
Senin o kocaman yüreğinden öperim.
Öyle, ıslak ıslak hem de. Belki başıma buyruk olsa da, Söylemlerin beni senden alsa da, Nafile, Yüreğimden çıkan bir sese, gelirsin belki de... Birazdan kapı açılır, ben girerim içeri. Belki yüreğin kasılır. Belki de hoyratça gülüşmelerin yerine, Yüzündeki çizgiler asılır. Ah iki gözümün çiçeği, Bunca zaman sonra, Neden bunca sorular, bunca cevaplar. Verdiğin bunca amansız zorlamalar... Bir adam vardı bir adam, Koca yürekli bir adam, Mağrur bakışlı, hoş sohbetli, Ve de iyi yürekli, bir adam. Kime sorsan beni, anlatır sana vesselam... Giderken arkamda bıraktığım hafif bir rüzgarım, Bu sürüde yürüdüğüm hatıralarım, Bakışlarımda inceden inceden süzülen yollar. Yorgun ve bitkin ayrıntılarda gizlenen anılarım var... Ah iki gözümün çiçeği. Kavuşamayacağız belki, Belki de, sonsuzluğa giderken, Göreceğiz birbirimizi... ( DeN!Z ) |