Seslendim peşinden yavaşla dur diye.
Hiç ardına bakmadan aştın dağları.
Acelen mi vardı, yoksa kastın kime?
Hiç ardına bakmadan aştın ya dağları.

Ne tornet kayıp, ne çelik çomak oynamışım.
Ne bağda derede, nede düzde oynamışım.
Ne kuzu gütmiş, nede hozanda yatmışım.
Hiç ardına bakmadan aştın ya dağları.

Hani bir sağa bir sola taradığım kekilim?
Kar yağmış, dolu vurmuş dökülmüşüm..
Hani nerde o gençlik heyacanı çökmüşüm?
Hiç ardına bakmadan aştın ya dağları..

Ağustos sıcağında başıma diktiğim testi.
Kırdı dalımı, kırdı.. bir acı poyraz ki esti.
Koştum yetişemedim, yollarımı kesildi.
Hiç ardına bakmadan aştın ya dağları...

Hadi gel de bir hesap yapalım seninle.
Ne kazanıp ne kaybettim ne kaldı elimde.
Bir acı sev türküsü söylensede dilimde.
Hiç ardına bakmadan aştın ya dağları

Garip Şenol, boşamıydı herşeyin ey ömür.
Dalda bir kuş misali, ürküp ansızın uçtun.
Bir vahada serap, yürekte ne yaralar açtın
Hiç ardına bakmadan aştın ya dağları ..