Rüya...İtikat sordukça bit pazarında... Hakikat gördükçe mit mezarında... Milleti yardıkça kin hızarında, Mazide döner hep dünyamız bizim, Uyanmaz uygarlık rüyamız bizim... . Her günün güneşi, ışığı ayrı, Yaprağı olana, kökünün hayrı... Geriye baktıkça idrakin seyri, Yanmaz akıl, mantık ziyamız bizim, Uyanmaz uygarlık rüyamız bizim... . Edince yeniye rehber bayatı, Terk eyledi çağdaş edep hayatı... Bilmezse sanatı, edebiyatı, Hissiyat süsümüz, oyamız bizim, Uyanmaz uygarlık rüyamız bizim... . Eskiye arttıkça artar ilgimiz, Hayattan bihaber hayat bilgimiz... Kör, sağırsa eğri, doğru algımız, Ölmeye mahkum her hülyamız bizim, Uyanmaz uygarlık rüyamız bizim... . Cahil, cühelaya çağlarca ırak, Düşünce, tasavvur, şüphe ve merak... Bilmezken bilimde “kafir” dur, durak, Solgun akıl, izan boyamız bizim, Uyanmaz uygarlık rüyamız bizim... . Mucize, keramet satıp sadece, Köşeyi dönmekte nice şeyh, hoca... Sürdükçe cehalet denilen gece, Görünmez gariplik foyamız bizim, Uyanmaz uygarlık rüyamız bizim... . İstersen ilahi yola barikat, Bir mürşit nefsine bir de sürü kat... Açtıkça cemaat, meşrep, tarikat, Bağında şirkimiz, riyamız bizim, Uyanmaz uygarlık rüyamız bizim... . Alınmazsa eğer kişi umura, Benliği, vicdanı uğrar dumura... Şevk verdikçe şerle pişen hamura, Torpil, rüşvet, vurgun mayamız bizim, Uyanmaz uygarlık rüyamız bizim... . Veli BOSTANCI |
Emeğine yüreğine sağlık
________________________________Selamlar