AŞKIN COĞRAFYASI...Reşit bir hüzündür aşk… Hayli cafcaflı ve mağdur bir rüzgâr eser Kısılmış sesinde mevsimin Arz-ı endam eder gece Yılkı atlarıdır çenebaz yalnızlığın ikbali Bir koşu gider seversin Dönemezsin geriye Süründüğün değildir gerçek olan Elbet sürüldüğün bir şehirdir aşk. Şehla gözlerinde yalnızlığın Hicvidir duyguların Mavi mintanı umudun Pembeleşen yanaklarında Düşündüğünde dahi bir an aşkın saltanatını… Süremezsin kolayca hem. Süngülenmiş yüreğinden taşan kaç fasılsa… İmgelerdir yağan rahmetin izinde Vuku bulan tek kişilik bir firardır aşk Hem kendinden kaçtığın Hem de zaaflarında yüzleştiğin… Sessizce kabullenirsin de çaresizliğini Görmez gözlerinde sevgilinin Hele ki verdiği hüküm kalp gözünün Namıyla yürür aşk Nemli mevsimin genzinde hıçkırık Tebaası düşlerin elbet maruz kaldığın çaresizlik Bir dökümse düşler Bir duvarsa hisler Ah, o kapıldığın deli rüzgâr. Bentler aşarsın Nehirler ne ki coşkunla dönüştüğün Şelalenin serinliği nasıl da ferahlatır İçinde yanan ateşi Gel gör ki közünde dünün Yoksa hüzün müdür kozu aşkın? Sen ki yaşadığın kozandan Firar edersin Sevdikçe daha çok büyürsün Sordukça bulamazsın içine düştüğün labirentin Çıkışını. Tutulan dilin hükmü Titreyen sesinin rüzgârı Titri özlemin Tininde varlığının Sadık olduğun kadar aşka Kaybolduğun günbegün kendi mecranda Elbet uzak düştüğün nazenin bir yokuş Hala çıkamadığın dağ tepe Ovalar platolar ne ki Aşkın coğrafyası bir kez esir almışken seni? |
GÜNAYDIN