Şehir ve Yağmur
Karanlığın çöküşü arasında
Yok olup giden şehrin silueti Ürkekçe titreşir uzaklarda, Binlerce küçük yıldız gibi. Parlak hareler etrafımı sardığında Nereye baksam ışık, bu ne ola ki? Sayısız göz, bana göz kırpar adeta Yanımdayken ufkun görülmeyen ötesi. Göğe çekilir somurtkan gri perde, Bulutlardan sarkar yağmurun elleri. Öyle eser bir ses, yürekte ve serde Rüzgâr yutarken damladaki renkleri. Aşılmaz yollar ufalırken uzakta Siluetlerden ibaret kalır yırtılmaz gölge. Hiçe döner şehir ayaklarımın altında Sarılır tülden eller, sen kokulu tenime. |