Kim anlar, kim?..
Gür ateş biter, akıbeti bir avuç küldür
Nâmdır şairin doğuş ve ölüşüne. Kül ateş ile aynı hüznü bölüşür, Naz bestesi çalınır şairin dizesinde Hasret mevsiminde yaprak dalında üşür, Batar gönle hüznün en sert dikenleri. Ruh ve hayâl mesut olup gülüşür, Sarar iken aklı gerçeğin yitirdikleri. Şair şevk ile anlatır bir basit rüyayı, Âlemse hep istediği gibi duyar! Bir öykü ki; imrendirir dolunayı, Aşk ile ihya olur, dolaşır diyar diyar! Hatıra dediğinin tozunu almaz zaman, En tozlu hâliyle ansızın kapıyı çalar. Maziyse, kırgınlığıyla seslenir her an, Yüreği durmadan çalan hüzzam sarar. Gittikçe gölgelenen şu karanlık dünyada Kimdir bir fecrin ışığında yâri arayan, kim? Gerçek gibi hatıralar yetişirken imdâda Bilmem ki şu garibi kim anlar, kim?.. |