Hϋzϋn...Şiirin hikayesini görmek için tıklayın Rüzgar lal şarkısını söylerken suskun bir çift göz ağlıyordu hϋznϋn ötesinde..
Karanlığın derinliklerine kilitlemişti bakışlarını… Zaman sessizlik kimsesizlik zamanıydı onun için.. Geç kalmıştı mutlu olmalara.. Umudunu karanlıĝa gömmüş kaybolan düşlerin ardından bakakalmıştı.. Rüyası yarım kalmış bir uykudan uyanmıştı belkide… Ele avuca sıĝmaz sevdası vardı gönlünde. Ne kadarda uzaktı yıldızlar yüreĝine… Sözleri saklı cümleleri vardı konuşturamadıĝı.. Kurumuştu dalı budağı söylenmemiş öyküsü vardı ceplerinde gizlediĝi… Eksik bir yanının bekleyişindeydi belkide.. Zordu rengi kara gecenin dizlerinde ayışıĝını beklemek.. Ve şimdi "o"nun dilinden kapanmış kapılar ardında yazılmış karayı beyazlara sıĝdırmak istercesine bir şiir … ne zaman bir kalem alsam elime yitik bir şehirde bulurum kendimi eski bir zamanda, sokaklar ıslak çığlık çığlığa ayak izleri mevsimsiz hϋzϋnler yaslanır yϋreğime haykırasım gelir.. yaprak dökϋmϋ dϋşlerimi gece uzanır ϋzerime gözlerime vurur kör karanlık çöker bir köşeye susar tϋm sözlerim sonra en çıkmazından bir yolculuk başlar kirpiklerimden sıyrılıp yanaklarıma dϋşer umutlarım Oysa ne çok isterdim gϋneşi avuç içlerimde tutabilmeyi.. Nursel Yılmaz |
yitik bir şehirde bulurum kendimi..."
bence senin adın hüzün olsun ...
hüznün kraliçesi...
sevgiyle...