Eylül Kırmızısı Zamanlar..
Suluova,
Günün ilk ışıklarında Yeni yeni başlarken hayat Sönük bir eylül gökyüzü Soğuk bir rüzgar, Unutulmuş ayak sesleri Bir o kadarda cepheleşmiş Sanki olan biteni anlar gibi, Sokakların duvarlarına sarkmış Sakin kırmızı,zarif mum çiçekleri İsyan edercesine boyunlarını bükmüşler,çaresiz Ne olur,sabah sabah Sakıncalı, O yorgun eylül sokakların Kaldırımların pususuz olsun Ne olur geçse, Duvarların eylül buğusu bugün Bir kabus gibi çöken Üstüm de gezinen dozerler Islık çalarak geliyor Haylaz bir kurşun gibi, Eylül ile üzerime,üzerime.. Tükenmek bilmiyor ihanetleri Takılıyor peşimde İz süren hayalet sesler Birde tozlu kaldırımlarında Abuk subuk öten,sirenler Miğferli,kırmızı süngü gölgeler Bahaneleri bile,bir sis gibi Omuzlarında bol bol yıldızlar Sırmalar,namlular,fişleme Tutuklu alıp götüren Yüzsüz yosma gibi, Kıvırtan eylül cunta zorbaları.. Ve, Eylül,.. Toprak hikayesinde saklı, Başkasının hikâyesinde kahraman Esir düşen kelepçeli, Masum,şaşkın,ürkek bir kahraman... |
Kalemin yüreğin var olsun.
______ Selâmlar Sevgiler.