SANKİ
Sormasın halimi şu geçen yıllar;
Baharı kalmamış ömürüm sanki… Medet ocağında yanmış, kavrulmuş; Şekilsiz, şemalsiz demirim sanki… Uykusuz geceler sabaha muhtaç; Her satır bitimi eyvaha muhtaç; Ne yapsam nafile, siyaha muhtaç; Kalemin ucunda kömürüm sanki… Bilinmez cevaplar neden, niçinde; Kaybolmuş varlığım hiçlik hiçinde; Her yanım çevrili yürek içinde; Tutuksuz, tutuklu mahsurum sanki… İçimde saklanan bir çocuk sesi; Kırmaktan yoruldu canda kafesi; İçime çektiğim yorgun nefesi; Yeniden vermeye mecburum sanki… Efkârdır rüyamda kapıya vuran; Sağolsun hicrandır halimi soran; Dilimde yıllardır saklanıp duran; Son sözün üstünde kamburum sanki… Zil-zurna caddeler ayyaş sokaklar; Islanmış yanaklar titrek dudaklar; Her harfi koca bir hayatı saklar; Yüzüne bakılmaz nesirim sanki… Varlığı noksanım canda cananım; Bitmeyen hasretim gönül harmanım; Ey tuzu dermanım sözü fermanım; Saçının telinde esirim sanki… Ali ALTINLI – 08.05.2021 Saat: 23:35 |