KİMSE BİLMEZ
Yüreğimde kan revan, söylenmedik derdim var.
Kuytuda gözyaşımı içerim; kimse bilmez. Ne uzanan dost eli, ne evim, ne yurdum var. Gönül tarlamda hüzün biçerim; kimse bilmez. Karşılıksız, ödünsüz muhabbet iken gaye, Tüm dengeleri bozar kesretten bir kinaye. Her adım, avuç avuç gölgemi örtsün diye, Hayal kırıklarımı saçarım; kimse bilmez. Değmeden saçlarıma meltemin gül nefesi, Yanağıma konmadan gazellerin busesi, Dalın hıçkırığında kaybolur kanat sesi. Meçhulüme sessizce uçarım; kimse bilmez. Kavuşma içermese ne fark eder ki payda? Hissesine razıdır, hasret çeken her şeyda. Gün batımı göğsümü daraltırken süveyda, Elimi Yaradan’a açarım; kimse bilmez. Ufkumdan kaybolurken ömür yüklü son kervan, Yamaç, vadi dolansın, eğlensin yola revan. Benimse sığınağım son durakta ıssız han. Vefasızın gadrinden naçarım; kimse bilmez. Kırık aynalarımda alkış tutan her nadan, Kabuğumu kaldırıp kan çıkarır yaradan. Çocukluğumu çalan müptezel şaşaadan İçimdeki sılaya kaçarım; kimse bilmez. Kalbe mülk olmak nedir, ya da bir cana yaren? Yitirdim pusulamı, ibresi aşk gösteren. Sanki hiç yaşamadan, yıkılıp mükerreren. Yalnızlar köprüsünden geçerim; kimse bilmez. Mücella Pakdemir |