ŞEHİDE AĞIT
Korkunç bir sükûnet sardı etrafı
Komşular, sükûtun tutsağı olmuş. Birden, dizlerimin, çözüldü bağı Dediler: “Civanın, yavrun vurulmuş!” Bir tabut, bir bayrak… ve sel sel insan Bir ağıt tutturmuşum mahşere dek… Ne yapsın? Ne yapsın, bu garip anan?! Acın; durup durup, tazelenecek! Oğul, bir dönülmez sefere çıktın Bayraklarla gidişinden bell’oldu. Evim-barkım viran, ocağım yıktın, Her yanım yıkıktır, derdim ell’oldu! Öksüz koydun kuzum, anneni öksüz Baban, boynu bükük yetimdir şimdi! Anan öleydi de kalaydın öksüz; Hüküm niye böyle tersine döndü?! Bu kabaran, ana yüreği yavrum Erisin de ıylım ıylım ko aksın. Reva mı ay oğul, böyle her bayram Gelir diye baban, yollara baksın?! Evlendi, bir siyah gelinlik aldık En mutlu gününde yas tuttu bacın. O, gitti büsbütün desteksiz kaldık, İçimizden bir gün, çıkmıyor acın?! Acıları yavrum, yaratan Allah Her acıya bir tahammül yaratmış. Şehid olup oğlum, sen buldun felah; Anan.. yüreğini toprağa katmış!! Canımdan bir parçaydın; bir dileğim: Sana kıyan, cennet yüzü görmesin! Bağrıma taş basıp derim ki: Rabbim Devlete-Millete zeval vermesin! 29.05.1999 |