Kuyuya Düşen ŞiirUyuyan dev uysalmış Ah şu geveze kargalar Bu öyle bir rehâvet ki Bir günü bir asra bedel Ah şu küresel yarasalar Melânet, rezâlet, sefâlet Bitimsiz bir masal gibi Küresel melânetten Yöresel felâketlere, belki de Kırk lokma kalmış Kokuşmuş günahlar sokağında Edepsiz haramlar, kâşâneler Yılışık balkonların şakağında Nazar nergisleri ve ters lâleler …………………………………. Ey şâir-i hazz-ı elfâz Sen hâlâ sevda mısralarına Cinaslı kafiyeler yaz Çipil, tüyü bozuk, zıpır Sedef kakmalı kazıklar Acep günde kaç enayiyi Kaç garibanı kazıklar Sen kulisleri bırak Derin vâdilere bak Menhûs, kirli pazarlıklar Çipli demeçleri bırak Arka kapılara bak Ey şâir-i gam ve hazân Sen kuyuya düşen şiirine Hâlâ, ağıtlar yakadur Ayaklar ve uyaklar kur ……………………… Derin, soy düşünceler Çıkmaz sokakların Zifiri karanlıklarında Elbette, bir hâl olur Kaybolur İdris Esen, Nisan, 2021, Erenköy |